Hayatımızda pek çok çeşit rüzgâr var. Savaş, aşk, şöhret, değişim gibi rüzgârlar yazımızın konusu değil. İstanbul’da hava hâkimiyeti sağlayan poyraz ve lodos gibi hem meteorolojik hem de erkek olan rüzgârları ne kadar tanıyoruz?
İstanbul’un tepeleri ve Boğaz’ı nasıl rüzgârını şekillendiriyorsa, rüzgârları da tepelerin ve Boğaz’ın etrafında şekillenen kent yaşantısını etkiler. Bu nedenle lodos ve poyraz, hava durumu programlarımızın gözde konularından biri ve önemli bir sohbet açma konusudur. Bu nedenle, “İstanbul’da rüzgâr” denilince şehirdeki hava durumunu belirleyen lodos ve poyraz ve onların bitmek bilmeyen mücadelesi akla gelir. Saba, Meltem gibi kız adlarını taşıyan rüzgârların ise esamisi bile okunmaz.
Genel olarak İstanbul için hâkim rüzgâr kuzeydoğu’dur ve bu yönden esen rüzgâr poyraz olarak adlandırılır. İstanbul’un ikinci hâkim rüzgâr yönü güneybatıdır ve bu yönden esen rüzgâra lodos adı verilir. İstanbul’un mevsimlerini de bu iki rüzgâr belirler. Lodos sıcaklığın yükselmesine sebep olur. Poyraz yazın sıcağını hafifletir. Eskiler bu yüzden, ”Lodos cehennemden, poyraz cennetten gelirmiş” derdi. Eski İstanbullular da lodos ve poyraz yüzünden İstanbul’un dört değil iki mevsimi olduğunu söyler. Aslında İstanbul bu iki mevsimi her zaman ve bir arada yaşayabilen bir kenttir.
KIŞIN LODOS, YAZIN POYRAZ KURTARICIMIZ
Eskilerin “Lodos kar topluyor” dedikleri gibi lodoslu sıcak havaları yağmur veya kar takip eder. Halk arasında, genellikle yağmur getirdiği için “Lodos’un gözü yaşlıdır” diye bir deyim daha vardır. Lodos sonrası sokaklar vıcık vıcık çamur deryasına da dönebilir. Ancak bu çamurun kuruması da en çok bir gün alır. İstanbul’da en soğuk havada birden esen lodos da pencereleri açtırır, balkonlardaki çamaşırları kâğıt gibi kurutur. Damların, yolların karla kaplı olduğu bir zamanda aniden ortaya çıkan lodos ise ne kar bırakır, ne de buz…
Kışın lodos denizcilerin ve Adalar’da kalanların korkulu rüyasıdır. Vapurlar çalışamaz, hayat felç olur. Sevgili hasreti çekilir! Eskiden telefon telleri kopardı şimdi internete bağlanılamaz. Elektrik telleri kopar bilgisayar ve bilumum elektrikli cihazlar durur. Çatılar uçabilir, kafanıza ağaç dalı veya tabela düşebilir, çok sayıda trafik kazası meydana gelebilir, kara, deniz ve hava ulaşımı aksayabilir. En kötüsü de soba zehirlenmesidir.
Bugün lodos, İstanbul’un denizinin pek kabarmasına, gece vakti hava muhalefeti yaparak vapur seferlerinin de durmasına, motorların gondol misali bir oraya bir buraya sallanmasına, dalgaların dalgakıranı aşarak öteki tarafa geçmesine, saçların uçuşmasına, insanların koşuşmasına neden olan rüzgâr olarak da adlandırılmaktadır. Sonuç olarak, İstanbul’da lodos ve poyraza bakılmadan randevu verilemez.
RÜZGÂRA BAKMADAN RANDEVU VERİLMEZ
Hava sıcaklığı ve nem lodosla birlikte artar. Çoğu kişi bir barometre gibi havaya ve yağmur öncesine duyarlıdır. Havanın dönmesinden çok az önce gerginlik, ruhsal çöküntü ve sıkıntı belirtileri gösterirler. Bu nedenle lodos estiği zaman denizdeki balıkların bile şapşallaştığı, etlerinin yenmez hale geldiği bilinir. Lezzetsiz balıklara “lodos balığı” adı verilir.
Çok eskilerden beri lodosun insanlar üzerinde baş ağrısı, halsizlik, nefes darlığı, göz kanlanması gibi bir dizi etkiye yol açtığına inanılır. Bu nedenle, Bizans döneminde lodos estiğinde mahkemeler iptal olurmuş. Osmanlı zamanında da kadılar davalarda karar vermezmiş. Polis geçen yıl sadece lodoslu havalarda hırsızlık yapan bir şebekeyi ele geçirmişti.
Özetle, bu günler kuvvetlenen lodoslu havalarda hem tedbirli, hem de uyanık olmanız önemle rica olunur!..
Prof.Dr. Mikdat KADIOĞLU
www.hurriyet.com.tr/amp/lodos-ve-poyrazin-yaptiklari-12472532 adresinden alıntıdır